
Sosyal Fobi
Sosyal Fobi NEDİR? Sosyal fobi, bireyin günlük yaşantısı çerçevesinde başkaları tarafından eleştirileceğini, yargılanacağını düşündüğü ortamlarda ortaya çıkan yoğun, belirgin ve
Panik; ani başlayan ve dönem dönem gelen, bunaltıcı bir korku hissinin eşlik ettiği, yoğun anksiyete (korku, kaygı, telaş, heyecan) ataklarıdır. Halk arasında ‘’Panik Atak’’ olarak bilinen hastalığın gerçek ismi ‘’Panik Bozukluk’’tur. Panik atak, panik bozuklukta görülen her bir atağa verilen isimdir. Örnek vermek gerekirse, tespihin tamamı panik bozukluksa, her bir tespih tanesi panik ataktır. DSM-5’e göre de panik atak tanısı konabilmesi için belirlenen 13 belirtiden en az dördünün bulunması gerekmektedir.
Bunlar;
1- Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması
2- Terleme
3- Titreme ya da sarsılma
4- Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu
5- Soluğun tıkandığı duyumu
6- Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma
7- Bulantı ya da karın ağrısı
8- Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma duyumu.
9- Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu.
10- Uyuşmalar (duyumsuzluk ya da karıncalanma duyumları).
11-Gerçekdışılık (‘’derealizasyon’’, gerçekdışı olma duyumu) ya da kendine yabancılaşma (‘’depersonalizasyon’’, kendinden kopma duyumu).
12- Denetimini yitirme ya da ‘’çıldırma’’ korkusu.
13- Ölüm korkusu.

PANİK BOZUKLUK NEDEN OLUR?
1- Bedensel Yatkınlık (Kalıtım)
Panik atak ile ilgili yapılan araştırmalar, paniğin biyolojik kökenlerini ortaya koymuştur. Beynin yapısında ve işlevlerinde saptanan bir dizi anormallik, panik atak oluşumuna yol açmış görünmektedir. Ayrıca birinci dereceden akrabalarında panik bozukluğu olanların, olmayanlara göre 4-8 kat daha fazla risk altında olduğu belirlenmiştir.
2- Kişilik Özellikleri (Bağımlı, çekingen kişilik özellikleri)
Panik atakların oluşumunun temeli, bebeğin anne ile olan ilişkisine kadar dayanmaktadır. Anneye güvenli bağlanmayan bebekler, anne ortamından ayrılınca, ayrılık endişesi yaşarlar. Bu endişe ile ilerleyen zamanlarda, okula başlarken de benzer şekilde karşılaşılmaktadır. Bebek burada, bakım veren kişiye bağımlı hale gelmiştir ve ayrılıktan kaygı duymaktadır. Panik atakların sık rastlanılan bir başka kişilik özelliği de, projeksiyonu kendine çevirmiş, naif, kibar, hayır demekte zorlanan kişilerde görülmesidir. Ancak bu özellikteki kişilerin, mutlaka panik atak yaşayacaklarını söylemek doğru değildir, bu sadece bir olasılıktır.
3- Çevre ve Yaşam Olayları
Panik bozukluğun oluşumuna, ailenin geçirdiği yaşantılar da neden olabilmektedir. Aile travmatik birtakım olaylar yaşamışsa, maddi anlamda zor zamanlar geçirmişse, aile üyelerinden biri ya da birkaçı psikolojik rahatsızlıklar ile karşı karşıya kalmışsa, aile bireylerinde madde kullanımı varsa ve ebeveyn aşırı ilgisiz ya da boğucu bir ilgi göstermiş ise bu kişilerde de panik atakların oluşması riski fazladır.
Panik bozukluk tanısı koymak ve tedaviye başlayabilmek için, bazı ön koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Panik ataklardan şikayetçi olan hastanın, kardiyoloji ve endokrinoloji uzmanları tarafından tetkiklerinin yapılmış olması ve bedensel bir rahatsızlığının olmadığına dair kesin kanaat getirilmesi önemlidir. Panik atak yaşayan birey, rahatsızlığının psikolojik olabileceğini, önceleri aklından geçirmez ve sürekli hastanelere ve özellikle hastanelerin acil servislerine başvurur. Burada kardiyolog ve endokrinolog aşamalarından geçip, bedensel bir rahatsızlığı olmadığı vurgulansa bile kişi, rahatsızlığının psikolojik olduğunu reddetme eğiliminde olabilmektedir.
Siz de sorunların üstesinden gelmekte zorlanıyor ve kendinizi güçsüz, çaresiz, umutsuz mu hissediyorsunuz? O halde destek almak için doğru yerdesiniz. İster yüz yüze isterseniz online platformda görüşme için randevu oluşturabilirsiniz.
Panik atak; ortada bir neden yokken ya da yaşanılan stresli bir olayın ardından, hızlı kalp atışı, kontrolünü kaybediyor duygusu yaşama, çıldıracakmış gibi hissetme, kendine ve çevreye yabancılaşma gibi belirtilerle başlar. O anda, yaşanan normal bir durumun, felaketleştirici bir şekilde yorumlanması sonucu, kişi öleceğini ya da çıldıracağını düşünür ve hemen en yakın hastanenin acil servisine başvurmak zorunda hisseder. Hastanede fiziksel olarak herhangi bir olumsuz bulguya rastlanmadığı anlaşılırsa, kişi psikolojik yardım için yönlendirilir.
Eğer atak yaşayan kişi, psikolojik yardım için direnç gösterir ve uzman yardımı almakta gecikirse, panik atağın tekrar etme olasılığı vardır. Aradan geçen sürenin fazla olması, atak riskini de artıracaktır. Zira atak yaşayan kişinin dikkati, artık bedensel duyumlarına odaklanmıştır ve bedenini büyük bir titizlik ile incelemektedir. ‘’Acaba yine olur mu?’’ sorusu bireyin aklını kurcalamakta, bu da beklenti kaygısı oluşturmaktadır. Bu aşamada kişi, günlük hayatında yapabildiği bazı faaliyetlerden mahrum kalmakta, risk almamayı seçmekte ve hayatını adeta bir açık hava hapishanesine çevirebilmektedir.
Panik atak; ortada bir neden yokken ya da yaşanılan stresli bir olayın ardından, hızlı kalp atışı, kontrolünü kaybediyor duygusu yaşama, çıldıracakmış gibi hissetme, kendine ve çevreye yabancılaşma gibi belirtilerle başlar. O anda, yaşanan normal bir durumun, felaketleştirici bir şekilde yorumlanması sonucu, kişi öleceğini ya da çıldıracağını düşünür ve hemen en yakın hastanenin acil servisine başvurmak zorunda hisseder. Hastanede fiziksel olarak herhangi bir olumsuz bulguya rastlanmadığı anlaşılırsa, kişi psikolojik yardım için yönlendirilir.
Eğer atak yaşayan kişi, psikolojik yardım için direnç gösterir ve uzman yardımı almakta gecikirse, panik atağın tekrar etme olasılığı vardır. Aradan geçen sürenin fazla olması, atak riskini de artıracaktır. Zira atak yaşayan kişinin dikkati, artık bedensel duyumlarına odaklanmıştır ve bedenini büyük bir titizlik ile incelemektedir. ‘’Acaba yine olur mu?’’ sorusu bireyin aklını kurcalamakta, bu da beklenti kaygısı oluşturmaktadır. Bu aşamada kişi, günlük hayatında yapabildiği bazı faaliyetlerden mahrum kalmakta, risk almamayı seçmekte ve hayatını adeta bir açık hava hapishanesine çevirebilmektedir.

Sosyal Fobi NEDİR? Sosyal fobi, bireyin günlük yaşantısı çerçevesinde başkaları tarafından eleştirileceğini, yargılanacağını düşündüğü ortamlarda ortaya çıkan yoğun, belirgin ve

Çift ve Aile Terapisi Çift ve Aile Terapisi; bireylerin hayatlarında çeşitli alanlarda daha kaliteli bir yaşamı, gelişimi ve değişimi sağlamak için ilişkinin temele alındığı

Stres Ve Stres Yönetimi Hayatımıza sorunsuz bir şekilde devam ederken birden her şey tersine dönüverir ve sanki az önceki insan biz değilmişiz gibi düşünmeye,
İstediğiniz her an, dünyanın her yerinden anında online terapi randevusu alabilirsiniz !
Tüm hakları saklıdır. © 2025 Koray TANEL | Uzman Klinik Psikolog
" Bu site sadece bilgilendirme amaçlıdır. "