Arama:

Sosyal Fobi

 

 

 

 

NEDİR?

 

Sosyal fobi, bireyin günlük yaşantısı çerçevesinde başkaları tarafından eleştirileceğini, yargılanacağını düşündüğü ortamlarda ortaya çıkan yoğun, belirgin ve sürekli olabilen bir anksiyete bozukluğu türüdür. Kişi bu tarz ortamlardan rezil olacağını, utanç duyacağını düşünerek uzak durmaya başlar ya da kaygılı bir şekilde katlanmak zorunda kalır. Karşılarında onları sürekli ‘’aptal, işe yaramaz, zayıf, çaresiz’’ benzeri sıfatlarla eleştiren kişiler bulunduğunu varsayarlar ve davranışlarını da bu varsayıma göre düzenlerler. Bu durum o kadar zorlayıcı hale gelebilir ki artık başkaları ile konuşmaktan, kalabalık bir ortamda yemek yemekten, arkadaş ortamına katılmaktan, iş başvurusu yapmaktan, başkaları izlerken çalışmaktan ya da bir şey yapmaktan,  eğlenceli ortamlara katılmaktan, yabancılar ile karşılaşmaktan, genel umumi tuvalet kullanmaktan, ilgi odağı olmaktan, toplantıda hazırlıksız konuşmaktan, ısrarlı bir satıcıya hayır diyebilmekten, alınan malı parasını istemek üzere iade etmekten, iyi tanımadığı biriyle aynı görüşte olmadığını ifade etmekten, iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakmaktan, bilgi, ilgi, yeti testine tabi tutulmaktan, romantik veya cinsel olarak birini tavlamaya çalışmaktan vb. birçok faaliyetten kaygı duymaya ve geri çekilmeye yol açabilir.

           

NEDENLERİ?

 

Genetik faktörlerin etkisinin az olduğu bilinmekle birlikte yaşantısal zorlukların tetikleyici olabileceği araştırmalarca ortaya konmuştur. Aşırı koruyucu, reddedici, katı ve duygusallıktan yoksun anne-baba yetiştirme tarzının sosyal fobiyi etkilediği bilinmektedir. Aşırı kuralcı aile yapısının getireceği birtakım sorumluluklar, bireyin davranışları üzerinde etki yaratır ve yargılanacağı, eleştirileceği, başarısız olacağı gibi pek çok sonuca odaklı düşünüş tarzı ile kaygısı artabilir. Ayrıca bireyin günlük yaşam deneyimleri de sosyal fobinin ortaya çıkmasında etkili olabilir. Sınıfta sorulan soruya cevap veren öğrenci, öğretmeni ya da arkadaşları tarafından beklemediği bir şekilde eleştiri alınca bir daha soru cevaplamaktan çekinmekte hatta bu davranışı okul dışı ortamlara da genelleyip uzak durmaya çalışabilmektedir.

 

BELİRTİLERİ?

 

Bireylerin farklı sosyal ortamlarda hissettikleri rahatlık seviyesi kişilik özelliklerine göre değişebilmektedir. Her çekinme, utanma sosyal fobi olarak değerlendirilmemelidir. Birey, etkileşimde bulunacağı ortamlardan korkmaya başlamışsa, eksiklerini belirlemeye yönelik fazla zaman harcıyorsa, rezil olurum endişesi ile bazı faaliyetlerden kendini uzaklaştırıyorsa, utanırım korkusu ile insanlar ile iletişime geçmiyorsa, korktuğu bir olay ya da aktivite dolayısıyla yoğun kaygı yaşıyorsa ve bu kaygıyı bedeninde yüz kızarması, titreme, terleme, ağlama, öfke nöbetleri, kalp çarpıntısı veya göğüs sıkışması, ses titremesi, hızlı solunum, nefes almada zorluk, terleme veya sıcak basması, mide bulantısı, mide sorunları, ağız kuruluğu, kas gerilmesi, yüz kızarması, baş dönmesi, bayılma hissi, tik, seyirme, şiddetli baş ağrıları vb. tarzda gerçekleşiyorsa sosyal fobiye dair belirtiler olduğundan söz edebiliriz.

 

TEDAVİ YÖNTEMLERİ?

 

Sosyal Fobi tedavisinde psikoterapi, ilaç tedavisi ve hem psikoterapi hem de ilaç tedavisinin birlikte sürdürüldüğü yaklaşımlar kullanılır.

 

Psikoterapi sayesinde birey işlevsiz düşüncelerini fark etme ve bunlara karşı koyabilme ile ilgili deneyim kazanarak terapi esnasında edindiği tecrübeleri gerçek hayata uygulama becerisi kazanır. Böylelikle sosyal ortamlarda kendine güveni artar ve kaçınmaları azalmaya başlar. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi en etkili tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Tedavi pratiği bireyi korktuğu durumla yüzleştirme esasına dayanır. Alt yapısı hazırlandıktan sonra birey kaygı yaşadığı durumlara maruz kalarak terapi süresince bazı beceriler geliştirir ve düşüncelerini değerlendirme imkanı yakalar. Maruz bırakma pratiğinde role play düzenlemeleri yapılarak danışanın aktif bir şekilde rol alması sağlanır.

 

Sosyal Fobi, çekingen kişilik özelliği ile karıştırılmakta ve tedaviye başvurma süreci gecikmektedir. Çekingen kişilik özellikleri bireyin çevresi tarafından olumlu değerlendirilebilmekte, bu kişiler sakin, dengeli, efendi vb. şekilde algılanmaktadır. İkisinin arasındaki ayrım yapılırken dikkatli olunmalı ve uzman desteği alınmalıdır. Sosyal Fobiye sahip bireyler gerçek yaşamda iş kaybı, arkadaş kaybı, özgüven sorunları, keyifli zaman geçirememek gibi sorunlar ile karşılaşmakta bu da yaşam doyumunu azaltmaktadır. Yaşamdan çekilmeye giden bir süreçten şüphe ediliyorsa ruh sağlığı uzmanına danışmakta fayda vardır.

 

Günümüz insanının en önemli ihtiyaçlarından biri de ilişki kurmaktır. Çift olmanın ve aile kurmanın temeli de bu ilişki kurma ihtiyacına dayanmaktadır. Bireyler ilk zamanlarda doyum aldıkları ilişkilerinden zaman geçtikçe çeşitli faktörler sebebiyle doyum alamamaya başlayabilirler ve bu olumsuz durum hayatlarının diğer alanlarına da yansıyabilir. İlişkilerde yaşanan aksaklıkların çözümü vardır ve bunun için destek almaktan çekinilmemelidir.

 

Terapi başladıktan sonra bireyler, birbirlerinin daha önce fark edemedikleri farklı yönlerini keşfetme şansı bulurlar. Birbirleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olduktan ve gelişimin nasıl sağlanacağına dair bir yol haritası oluşturulduktan sonra terapide, bireylere bağlı olarak ilerleme sağlanmaktadır. O zamana kadar kullanılan iletişimin işe yaramaması, kullanılan sorun çözme tekniklerinin etki göstermemesi seanslarda ele alınır ve yeni hedefler belirlenerek yeni yöntemler kullanılması teşvik edilir. Bu adım sadece geçmişte yaşanan sorunların çözümünde değil, gelecekte yaşanabilecek olası sorunlar için de önem teşkil etmektedir.

 

Bu hizmetten ailesi ya da ilişki sistemi içerisinde sorun yaşayan herkes faydalanabilir. Eğer sorunlar çözülemeyecek duruma geldiyse ve ilişkinin geleceği tehlikeye girdiyse zaman kaybetmeden destek alınmalıdır. Çift ve Aile Terapisinin başka bir artısı da diğer psikolojik bozuklukların da çözümüne dolaylı olarak yardımcı olmasıdır. Bireyin iyileşen bir tarafı diğer sorunlara da olumlu yansıyabilmektedir.

 

Aile ve Çift Terapisinde, yaşanan problemin bir parçası olan bireyler, sorunun çözümüne de dahil olurlar. Ancak bazen terapistin kararına göre tek tek de görüşme gerçekleştirilebilir. Aile sistemi içerisinde çocuk/lar, okul öğretmenleri gibi diğer paydaşlar da sorunun çözümüne katkı sunacakları düşünüldüğünde seansa davet edilmektedir.

 

Çok geniş bir alanda çalışılan Aile ve Çift Terapileri ile; ilişki problemleri, evlilik problemleri, ebeveynlik becerileri, iletişim teknikleri, kendine ve karşısındakine zarar verme davranışları, boşanma, ekonomik problemler, göç-taşınma sorunları, duygusal ihmal ve istismar, travmatik yaşantılar, alkol-madde kullanımı, kumar sorunları, davranış ve okul problemleri, kariyer planlaması, anksiyete ve depresyon, hamilelik ve çocuğun dünyaya gelişi ile ilgili sorunlar gibi pek çok alanda çözüm yolları oluşturulabilmektedir.

logo_siyah
Koray Tanel - Uzman Klinik Psikolog

Siz de sorunların üstesinden gelmekte zorlanıyor ve kendinizi güçsüz, çaresiz, umutsuz mu hissediyorsunuz? O halde destek almak için doğru yerdesiniz. İster yüz yüze isterseniz online platformda görüşme için randevu oluşturabilirsiniz.

Detaylı bilgi için arayın

+90 533 411 8379

Diğer Blog Yazılarım...

Çift ve Aile Terapisi

Çift ve Aile Terapisi

Çift ve Aile Terapisi   Çift ve Aile Terapisi; bireylerin hayatlarında çeşitli alanlarda daha kaliteli bir yaşamı, gelişimi ve değişimi sağlamak için ilişkinin temele alındığı

Yazının devamı »
Psikolojik Sağlamlık

Psikolojik Sağlamlık

Psikolojik Sağlamlık   İnsan dünyaya geldiği andan itibaren mücadeleye başlar. Yıllar ilerledikçe mücadelenin boyutları değişir ve yeni başlıklar açılmaya başlar. Hastalıklar, ayrılıklar, kayıplar, ruhsal sıkıntılar

Yazının devamı »

Değiştirmek İstediğin Ne Varsa İlk Adım İçin Harekete Geç!

İstediğiniz her an, dünyanın her yerinden anında online terapi randevusu alabilirsiniz !